Ermeniler neden direnmedi
Pazar Sohbeti
2 Şubat 2020
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Bir buçuk milyon Ermeni 1915’te neden bu kadar kolay şekilde yok edildi? Neden karşı koyamadılar?
Birincisi, nüfus oranı yüzde on bir veya on iki civarındaydı bütün Anadolu çapında. Doğu illerinde, ki asıl olayların olduğu yerdir, yüzde yirmi ila otuz arasındaydı. Yani sayıca azdılar. İkincisi, bin yıldan beri Ermenilerin silah tutması yasaktı. Biliyorsunuz İslam hukukunda gayrimüslimler silah taşıyamaz. Silahlı olan herhangi bir mesleğe giremez, asker olamaz, polis olamaz. Buna karşılık Türkler, profesyonel olarak bin yıldan beri askerlikle geçinen bir milletti. Yani kavga ile geçinen bir milletti. Üçüncüsü, farkında mısınız bilmem, devlet diye bir şey vardı. Osmanlı bir devletti. Bu devletin polisi vardı, askeri vardı, yasaları vardı, mahkemesi vardı. Bir azınlık, hele hele silah taşıma alışkanlığı ve geleneği olmayan, böyle bir tecrübesi olmayan bir azınlık, devletin polisine ve askerine ve mahkemesine ve yasasına karşı ne yapabilir, hiç düşündünüz mü?
Ermeniler, evet, Abdülhamit zamanındaki 1895 ve 1896 katliamlarından sonra yasa dışı bir şekilde silahlanmaya çalıştılar. Yurt dışından silah kaçırdılar. Özellikle Rus idaresindeki Kars’tan, dağ yollarıyla, kaçak olarak silah ve militan girdi içeriye. Atölyelerde silah imal ettiler. Çünkü başlarına gelecekleri az çok biliyorlardı ve koyun gibi boğazlanmamak için direniş çabasına girdiler. Son derece amatör bir çabaydı. Koca bir devlet var karşında, dünyanın nüfusa oranı bakımında en büyük ordularından birini besliyor, üstelik savaş yıllarında dünyanın en büyük askeri gücü olan Almanların desteğine sahip. Polis ve jandarma teşkilatı olan, ayrıca herkesin nüfus kayıtlarını elinde tutan, kimin hangi evde yaşadığını bilen, kimin zayıf tarafının ne olduğunu, kimin bankada kaç parası olduğunu bilen bir örgütle karşı karşıyasınız. Buna karşı da birtakım amatör militanların, yani gündüz öğretmen yahut çiftçi yahut bakkal olan, gece devrimcilik oynayan part-time savaşçıların Rusya’dan kaçırdığı, eşek sırtında getirdiği tüfeklerle direniş örgütlemeye çalışıyorsunuz. Hiçbir şansınız yok.
Türk devletinin refleksi tipiktir. 1993’ten, 2016’dan gayet iyi bildiğimiz yöntemi izlediler. İlk iş olarak, 1915’in ilk aylarında çok hızlı bir operasyonla Ermeni toplumunun tüm ileri gelenlerini, karar verebilecek veya insanları etkileyebilecek pozisyonda olan herkesi tutukladılar. Yaş, kuru ayrımı yapmadılar. Gerekçe olarak terör örgütü üyeliğini gösterdiler. Fakat üye miymiş, sempatizan mıymış, yoksa bir tarihte canım bunları da dinleyelim bir uzlaşma zemini arayalım mı demiş, yoksa örgütle hiç alakası olmayıp yarın öbür gün muhalif tavır mı alabilirmiş ayrımı yapmadan, herkesi toplayıp öldürdüler. Ermeni toplumu için korkunç bir şoktu. Geniş çaplı bir direniş imkanını tamamen ortadan kaldırdı.
Savaş vardı ve bütün Ermeni gençleri, erkekleri silah altına alınmıştı. Silah altında pasifize edildiler, yani silah verilmedi ellerine. Amele kaburlarında çalıştırıldılar. Çoğu orada telef oldu. Geriye savunmasız bir sivil toplum kaldı. Savunmasız sivil toplum her şeye rağmen birçok yerde direnmeyi denedi.
Van direnişi bir kahramanlık destanıdır. Bir umut ışığı olmaksızın Van şehrinin Bağlar mıntıkasını ele geçirip orada bir buçuk ay gibi bir süre Osmanlı ordusuna karşı epik bir mücadele verdiler. Sonunda Rus ordusu geldi, onların kurtulmasını sağladı. Yoksa ümitsiz bir durumdu.
Şebinkarahisar’ın sırtında muazzam bir kale vardır, orayı bilen bilir, çok sarp, ulaşılmaz bir yerdir. Şebinkarahisar Ermenileri oraya çıktılar ve orada yiyecekleri, içecekleri ve silahları tükenene kadar direndiler, sonra kılıçtan geçirildiler. Musa Dağı, Hatay’da Samandağı yakınında yedi köyden oluşan bir bölgedir. Musa Dağı Ermenileri, bir veya birkaç önderin fikrine uyup dağa çıktılar ve kanlarının son damlasına kadar mücadele etmeyi denediler. Tesadüfen oradan geçen bir Fransız savaş gemisine haber iletmeyi başardılar ve onlar tarafından kurtarıldılar. Fakat bu münferit örnekler dışında direnme ihtimali hemen hemen yoktu. Erzurum ve Van Rus ordusunun hakimiyetine girdikten sonra birtakım kanlı intikam hareketlerine giriştiler ama iş işten çoktan geçmişti.