Ermeni kırımında Kürtler ne yaptı
Pazar Sohbeti
26 Mart 2023
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Kürtlerin Ermeni soykırımındaki payı ne kadar? Besim Tibuk, Kürtler Ermeni soykırımıyla yüzleşmeli dedi. Düşünceleriniz nedir?
Ermeni hadisesi sadece 1915 kırımından ibaret değil. 1915 olayı altın vuruştur. Yüz yıldan beri süren bir katliam ve kovalama ve gasp ve çökme öyküsünün son perdesidir. Bir kere bunu akıldan çıkarmayın. 19. yüzyıl sonlarına gelinceye dek Ermenilerin asıl zorbası, özellikle doğu illerinde Ermeni köylünün hayatından bezip memleketten kaçmasına sebep olan başlıca unsur Kürtlerdir. Temel mesele haraç meselesidir. Doğuda üretken olan unsur Ermeniler. Kürt aşiretleri, daha sonra Nakşi Kürt şeyhleri Ermeniden aldıkları haraçla besleniyor. 19. yüzyıl başlarına dek Kürt mirleri, aldıkları haraç karşılığında belli bir düzeyde güvenlik hizmeti veriyordu; bir tür proto-devlet işlevi görüyordu. Osmanlı mirleri ezip yok edince ortalık büsbütün çapulculara kaldı. Haracı ödeyemeyen yahut eksik ödeyen Ermenileri yağmalamak, kızlarını kapmak, kiliselerini yakmak, papazlarının kafasını kesmek, Kürtlerin milli sporu haline geldi. Ermeniler o dönemde, yani Abdülhamit kırımlarına dek, devleti her zaman Kürtlere karşı kendi müttefikleri ve hamileri olarak gördüler. Aşiret ağasının ve tarikat şeyhinin zorbalığına karşı Türk kaymakamdan, validen, Babıali’den medet umdular. Osmanlı mahkemelerinde haklarını korusun diye evlatlarını Hukuk Mektebi’ne gönderdiler.
1915 kırımına gelince, Türk devletinin, İttihat ve Terakki yönetiminin bilinçli ve soğukkanlı bir kararla aldığı ve yürüttüğü bir temizlik harekatıdır. Yüz yıldan beri Osmanlı’nın başına dert olan Ermeni problemini kökten çözmeye karar verdiler ve bunun için devlet eliyle bir organizasyon yapıp uyguladılar. Bu organizasyonda yardımcı olarak, taşeron olarak, Kürt aşiretlerini ve Kürt halkını kullandılar. Çünkü zaten var olan bir yağma ve talan geleneği var. Devletin amacı Ermeni unsurunu temizleyip savaş sırasında veya savaştan sonra organize bir direniş ihtimalini ortadan kaldırmak. Buyurun dediler Kürtlere, mallara siz el koyun, yeter ki adamları yok edin. Yahut şanlı ordumuzun yok ediş operasyonuna destek verin.
Son çalışmalarım esnasında fark ettiğim bir şey var. Ermeni milletinden ziyade Ermeni kilisesine karşı bir kin söz konusu, özellikle 1880’lerden 90’lardan sonra. Bunun tam nedenini anladığımı söyleyemem. Kilise kurumunun, o tarihlerde çok yoksullaşmış da olsa epeyce malı mülkü var. Altta yatan sebep bu mudur, bilemiyorum. Ancak aşiret Kürtleriyle beraber, 19. yüzyılın ikinci yarısında Nakşi şeyhlerinin etkisi altında Müslüman olup Kürtleşen Ermenilerde abartılı bir kilise ve keşiş düşmanlığı göze çarpıyor.
Savaştan sonra Kürdistan taşrasında yağmalayacak adam, gasp edecek mal, cariye edilecek kadın ve kız kalmayınca Kürtlerin aklı başına geldi. Dediler, vay biz ne yaptık şimdi, Türk Devleti ile baş başa kaldık. Bunlar bizi mahveder. İş işten geçtikten sonra akıllandılar sanırım. İyi ki akıllandılar, bir şikayetimiz olamaz. Son yirmi-otuz yılda Kürtlerin Ermeni konusundaki tavır ve harekatı takdire şayan ölçülerde düzelmiştir. Türk Devleti’nin zorbalığıyla tanıştıkça geçmişe dönük duygu ve düşüncelerinde olumlu yönde büyük değişiklik olmuştur. Türklerin asla başaramayacağı ölçüde, geçmişe yönelik vicdani muhasebe yapabilenler çıkmıştır aralarında. Hayırlı bir gelişmedir diye düşünüyorum.