Dünya Harbinde Almanya ve Türkiye doğu cephesi yüzünden mi yenildi
Pazar Sohbeti
1 Kasım 2020
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Brest-Litovsk sonrasında hem Almanya’nın hem Türkiye’nin birliklerini boş saha olarak gördükleri Doğu’ya kaydırmaları, sizce savaşı kaybetmelerine sebep olmuş mudur?
İddialı bir soru. Sanırım Alman tarihçileri arasında bu yönde kuvvetli bir görüş var. Osmanlı tarafında da savaşın Enver’in Kafkasya macerası yüzünden kaybedildiğine dair bir görüş ara sıra dillendirilir. Ama daha geniş perspektiften bakınca bu tez doğru mudur, kesin bir bir fikir beyan etmekten çekinirim doğrusu.
Biliyorsunuz Rusya’daki ihtilalden sonra Rus cephesi çöktü. Bolşevik hükümet, askeri açıdan çok zayıf bir pozisyondan barış talebinde bulundu. Belarus’taki Brest-Litovsk kasabasında barış konferansı topladılar. Mart 1918’de imzalanan antlaşmayla Almanlar Rusya’dan muazzam bir arazi kopardılar. Polonya, Ukrayna, Belarus, Baltık ülkeleri ve Finlandiya Alman askeri işgali altına girdi. Bunların hepsi belalı ülkelerdir. Kiminde bağımsızlık savaşı verenler çıktı, kiminde Bolşevik devrim hareketleri ve iç savaş patlak verdi. Sonuç olarak Almanlar, batı cephesinde ölüm kalım mücadelesi devam ederken doğuya da muazzam askeri yığınak yapmak zorunda kaldılar. Derler ki Fransa cephesinde 1918’in büyük İlkbahar Taarruzu bu yüzden eksik personel ve eksik teçhizatla başlatıldı. Sonuçta Alman savaş makinası Eylül-Ekim 1918’de iflas etti.
Aynı Brest-Litovsk Antlaşmasıyla Osmanlı devleti de Batum, Ardahan ve Kars’ı Ruslardan kazandı. Mart ayından Mayıs ayına kadar bu yerler fiilen zaptedildi. Fakat Enver Paşa bu kadarıyla yetinme taraftarı değildi. Turan yolu açıldı diyerek, yahut daha gerçekçi bir görüşle Baku petrolleri yolu açıldı diyerek, Filistin cephesinde ölüm kalım savaşı vermekte olan ordulardan 40 bin kadar askeri çekip Kafkasya fethine sevketti. Ermenistan’ı yarıp geçtiler, Azerbaycan’ı ele geçirdiler. Ekim ayında Osmanlı orduları tüm cephelerde çöküp dağılmışken, İstanbul ha bugün ha yarın düşecek denirken Enver Paşa’nın Kafkasya ordusu hala Baku’den bir kol uzatıp Dağıstan’ı istila etme projeleri peşindeydi.
Alman genelkurmayı Enver’in Kafkasya macerasına şiddetle karşı çıktı. Filistin cephesinde imkansız koşullarda cephe hattını tutmaya çalışan Yıldırım Orduları Komutanı Liman von Sanders, zaten yetersiz olan askeri birliklerinin Kafkasya’ya sevk edilmesini delilik olarak niteledi. Almanlar Türklerin Batum’a girmesini önlemek için oraya asker gönderdiler. Osmanlı devleti ile Dünya Savaşındaki yegane sponsoru olan Almanya çatışmanın eşiğine geldiler. Nitekim kısa bir süre sonra Filistin cephesi gümbür gümbür çöktü. Filistin, Suriye, Lübnan, Ürdün hepsi birden kırk gün içinde kaybedildi.
Soru şu, bu yanlış bir politika mıydı? Bu yüzden mi yenildiler? Aslına bakarsanız pek zannetmiyorum. 1918 başında Türkiye zaten tükenmişti. Ekonomik kaynaklar ve insan gücü olarak bitmiş bir ülkeydi. Parası kalmamıştı, silahı kalmamıştı. Silah altına alacak askeri kalmamıştı. İlk büyük saldırıda darmadağın olacağı muhakkaktı ve nitekim öyle oldu. Rusya’nın çökmesi belki Kafkasya cephesinde bir umut ışığı yakarak, can havliyle, savaşın biraz daha uzamasını sağladı. Belki Baku petrollerini ele geçirince savaş dengesinin değişeceğini umdular. Fakat Filistin cephesi çoktan tükenmişti. Irak cephesi tükenmişti. Her an beklenen müttefik çıkartmasına karşı Ege ve Akdeniz kıyıları savunmasızdı. Daha da beteri, Bulgaristan tükenmişti. Eylül 1918’de İngiliz-Fransız ortak harekatıyla Bulgaristan cephesi işgal edilince, Türkiye için geri sayımın sonuna gelinmişti. O noktada İstanbul’un düşmesi kaçınılmazdı, çünkü Trakya’nın savunması için elde kuvvet yoktu.
Almanya henüz tükenmemişti fakat tükenmenin eşiğindeydi. Aynı şekilde ekonomik imkanlarını sonuna kadar zorlamıştı, psikolojik imkanlarını sonuna kadar zorlamıştı. Bütün bir genç kuşak yok olmuştu. Rusya’nın denklemden çekilmesiyle birlikte iki cepheli savaş kabusu gerçi sona ermişti. Fakat Almanya’nın zaptettiği devasa toprakları kontrol altına almasına yetecek insan gücü kalmamıştı. Kontrol altına alamadığı için de, Ukrayna’dan tahıl ambarı olarak istifade edemediler. O aşamada artık savaşı kazanmalarına imkan yoktu görünüyor.
Belki Ukrayna ve Kafkasya maceraları savaşın daha hızlı sonlanmasına etkili oldular. Temmuz ayında Almanya’nın Fransa’da giriştiği son büyük taarruz hüsranla sonuçlanınca Alman ordusu tamamen demoralize oldu. Rusya’daki gibi bir askeri ihtilal çıkması ihtimali belirdi. Donanma ayaklandı. Yeter artık bu kadar deyip teslim bayrağı çektiler. Almanya’dan beş hafta önce Bulgaristan, iki hafta önce Türkiye teslim olmuştu. Dolayısıyla tüm cephelerde aynı anda büyük çaplı bir çöküş gerçekleşti. Rusya hadisesi yaşanmasa da bu çöküşün kaçınılmaz olduğunu, zannediyorum çoğu tarihçiler teslim ederler.