Doğuda nereleri gezmeli
Pazar Sohbeti
19 Haziran 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Bir üniversite öğrencisinin ülke içinde oluşturabileceği en iyi kültür rotası hangisidir? Özellikle Ankara’nın doğusundaki Türkiye’de neleri önerirsiniz?
Küçük çaplı harikalar her yerde var da, Türkiye’de gerçekten uzun soluklu gezmeye değer üç bölgesini biliyorum ben. Biri Ege ve Batı Akdeniz’dir. Tamamıyla bozulmuş, tadı kaçmış bir bölgedir. Yine de, orada burada saklı çok güzel yerleri var ve doğası çok güzel. Yazın gitmeyeceksiniz o bölgeye, erken ilkbaharda yahut geç sonbaharda gideceksiniz.
İkincisi Doğu Karadeniz’in dağlarıdır, Sümela ve Gümüşhane taraflarından başla, doğuda Artvin’in son uçlarına kadar. İlk kez 1986’da yolum oralara düştü, Hemşin ve Artvin taraflarıyla tanıştım. Baş döndürücü bir deneyimdi. Dört beş yıl o deneyimin sarhoşluğundan kurtulamadım. Kısa bir sürede altı yedi defa tekrar gittim. Görmediğim hiçbir yeri kalmadı. Çok güzel bir memleket. Keşif duygusunu gıdıklayan bir memleket.
Ama kültür diyorsanız, yani doğa değil kültür diyorsanız gideceğiniz yer doğudur. Bir kere müthiş miktarda tarihi eser var. Dağ taş, köy kasaba eski çağların hayret verici eserleriyle dolu. Ve Batı Anadolu’nun aksine eserler, çok eski çağlarda kalmış, bugünün dünyasıyla alakası olmayan ölü bir medeniyete ait değil; bugünün toplumsal yapısında hala izleri olan nispeten yakın bir çağa ait. Sırf arkeolog gibi değil biraz da sosyolog gibi bakabiliyorsunuz onlara. Ve diğer önemli olgu, modern dünya bu taraflara henüz yeterince nüfuz edemediği için hala bakir denebilecek yerleri keşfediyorsunuz. Bu da bir seyyah için en heyecan verici şey.
Nereleri doğuda? Birkaç yer söyleyeyim size. Saatin ters istikametinde gidecek olursak, önce Harran yöresi ve Harran’ın doğusunda Tektek Dağları denilen yöre. O bölge hiç tahmin etmediğiniz başka bir Türkiye’dir, Ortaçağda yaşayan bir Arap ülkesidir. Şuayb Şehri gibi insanın aklını başından alan yerler var. Benim orada gördüğüm en çarpıcı yer Küçük Senemmağar adlı köydeki Roma döneminden kalma manastır kompleksiydi. Ağzımız açık kalmıştı.
İkincisi Midyat ile Nusaybin arasındaki bölgenin köyleridir. Bunlar eski Süryani köyleridir. Üçüncü, dördüncü yüzyıldan kalma kiliseler vardır bütün köylerde. Midyat merkez olmak üzere, mimarisiyle, dokusuyla, insan yapısıyla çok çarpıcı yerlerdir.
Üçüncüsü Kars’ta Ani yöresi. Arpaçay vadisindeki eski Ermeni harabeleri çok çarpıcıdır, dünyanın son ucunda kayıp bir medeniyeti keşfediyorum duygusuna kapılırsınız. Şiragavan’dan başla, Daylar harabesi, Horomos, Paknayr, Mağaspert, Mren, Digor’un arkasındaki boğaz, Kızkalesi dedikleri Marmed, daha aşağıda Karakale, tükenmez bir dizidir.
Doğa açısından Hakkari mutlaka görülmesi gereken bir yer. Hoşap Kalesi’ni ziyaret edip, oradan Hakkari’ye, oradan gidebildiğiniz yere kadar, Şemdinli’ye, Çukurca’ya, özellikle izin verilirse Oramar’a ve Oramar’ın ilerisindeki terk edilmiş köylere devam edin derim. Sonra Hizan’dan Bahçesaray, oradan Çatak, Çatak vadisinden Pervari, Pervari’nin dağ köyleri. Bunlar çarpıcı yerler. Hemen her köyde, eğer defineciler büsbütün yok etmediyse, eski zamandan kalma sürprizler çıkar karşınıza. İnsani temas açısından ise Dersim çok ilginç bir bölgedir. Bir günlüğüne gidersiniz yüreğinizi orada bırakırsınız.
Pratik öğütlere gelince, sakın Temmuz Ağustos’ta gitmeyiniz. İdeali Mayıstır. Urfa ile Mardin’de Mart ile Nisan da olur, ama Van’da Nisan hala kara kıştır. Ekim Kasım da fena olmayabilir.