Devlet hizmet örgütü mü - II
Pazar Sohbeti
29 Ocak 2023
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Devletin görevi bana hizmet etmektir. Devlet benim çalışanım. Maaşı benim vergilerimle ödeniyor. Bu politikacıların beni aşağılaması benimle böyle üst perdeden konuşması doğru mu?
Devletin bir hizmet örgütü olduğu fikri 1980’lerde moda oldu. Thatcher ve Turgut Özal döneminin ‘in’ fikriydi. Hizmet ediyor hepimize, maaşını biz ödüyoruz. O yüzden devlet dairesinde düğmelerini ilikleyip terbiyeli durması gereken biz değiliz, memurumuzdur. Böyle bir fikir.
Şimdi, maaşını biz ödüyoruz dediğiniz zaman bundan, mantıken, canımız isterse ödemeyiz, işten kovarız anlamı çıkar. Bir deneyin isterseniz, bilader işini beğenmedim bu ayki maaşını kesiyorum deyin. Yahut topla eşyanı yarın işe gelme deyin. Hapis cezasıyla kurtarırsanız yine şanslısınız, normal olarak vururlar. Mecburen ödediğiniz paranın adı ise maaş değildir, haraçtır. Hizmetlerinden hoşlanmadığınız devleti işten atmak, veya beğenmedim bu devleti, rakip firmaya gidiyorum deme şansınız var mı? Öyle bir şey geçiyor mu aklınızdan?
Devlet bir coğrafi bölgede meşru güç kullanımı tekeline sahip olan teşkilatın adıdır. Birtakım silahlı adamlar, nihai olarak gücü silahtan kaynaklanan insanlar, bir zorbalık tekeli kurmuşlar. Başkasının kendilerinden izinsiz silah kullanmasını yasaklamışlar. Devletin özü bundan ibarettir. Bir işgal kuvvetidir. Yerse.
İşin boku çıkmasın diye karşılığında asgari birtakım şeyler, ulufeler, ufak tefek hizmetler veriyor devlet. Fakat bu hizmetlerin de temelinde eğer dikkatli düşünürseniz devletin otoritesini, devletin güç tekelini korumak ve pekiştirmek vardır. Polis dediğimiz teşkilatın asli görevi devletin otoritesine meydan okuyanları, devletin gücünü sarsma potansiyeline sahip olanları takip etmek ve ezmektir. Büyük bir şevkle ve ciddiyetle, inanarak yaptığı iş budur. Yanısıra boş vakitlerinde eğer canları isterse birkaç hırsızı, birkaç katili de yakalarlar. Ama dikkat ederseniz ilkini heyecanla yaparlar, ikincisini ise Allah kahretsin diyerek mecburiyetten yaparlar. Hangisi asli görevdir, hangisi ikincil görevdir?
Tapu ve kadastro hizmetini verir devlet. Gayrimenkul mülkiyetin sınırlarının ve sahiplik durumunun korunması görevini üstlenmiştir. Pratikte bunun nasıl işlediğini düşünün. Tapu idaresinin temel işlevi kamuya ait olan mülkleri özel şahısların tecavüzünden korumaktır. Yanı sıra özel kişiler arasındaki gayrimenkul alışverişlerinde devlet adına haraç toplar.
Eğitim hizmetini düşünün. Kamu eğitiminin yani devlet eliyle verilen eğitimin ana konusu, değişmez konusu, devletin fikri altyapısını oluşturan ideolojiyi dayatmaktır. Asıl büyük şevkle yaptıkları iş budur. Yanı sıra biraz toplama çıkarma, biraz Pasarofça Antlaşması öğretirler. Hangisinin öncelikli olduğuna karar vermek için eğer öğrenci resmi ideolojiyi bir türlü öğrenmezse başına gelenleri düşünün, bir de toplama çıkarmayı veya Pasarofça’yı öğrenemezse başına gelenleri düşünün. Hangisini daha fazla ciddiye alır devlet? Devlet eğitiminin ana işlevi hangisidir? Toplama çıkarma öğretmek mi, yoksa devlete boyun eğmeyi öğretmek mi?
Devlet bir zorbalık örgütüdür. Bu konuda net olalım. Peki, niye insanlar devleti benimsiyorlar, bağırlarına basıyorlar, ‘bizim devletimiz’ deme ihtiyacını hissediyorlar?
Bu konuda da iki tane temel güdüden söz edebiliriz. Birincisi şudur: İnsanların büyük çoğunluğu güvenliği özgürlüğe tercih eder. Ezici çoğunluk böyledir. Ancak çok sivri ve sıra dışı şahsiyetlerdir ki güvenlik yerine özgürlüğü ön plana çıkarırlar. Özgürlüğü öne çıkarma bir tür sosyopatlıktır, yani bir tür arızalı kişilik özelliğidir. Çok az insanda ciddi manada böyle bir eğilim görürsünüz. Büyük çoğunluk güvenliği tercih eder. Ve sonuçta silahlı adamlar var karşında.
İkincisi, insanların pek çoğu, tıpkı diğer memeli hayvanlar gibi, güçlünün yanında olmayı seçer. Geyikler de böyledir, aslanlar da böyledir. Günün birinde güçlünün yanında, onun takımında, onunla beraber, onun koruması altında kendisi de avdan veya haraçtan bir pay almayı umar.
Kısaca devlet teorisini böylece özetlemiş olduk. Faydasız bir icat mıdır? Onu söylemedim bakın. Faydası yoktur demedim. Ama işlevinin ne olduğu konusunda, mekanizmasının nasıl işlediği konusunda kafanız net değilse, siyaset konusunda, devlet konusunda, dünya konusunda çok saçma düşüncelere kapılmanız işten bile değil.