Cinsiyet nasıl ideolojik inanç haline gelir
Pazar Sohbeti
24 Ocak 2021
0:00
0:00
metin
Bizler cinsiyetli varlıklarız. Bu sosyal olarak mı kuruluyor yoksa pipimiz kukumuz var mı diye böyleyiz? Bu klasik konuda ne düşünüyorsunuz?
İnsanların kedilerden, köpeklerden, kertenkelelerden ve farelerden çok farklı bir mahluk olduğunu zannetmek büyük bir kibir ve aynı zamanda cehalet bence. Kopernik’ten, Galile’den önce nasıl dünya evrenin merkezidir sanırlardı, öyle bir dar ufukluluk meselesi. İnsan bayağı bildiğiniz memeli bir hayvandır. Dolayısıyla bu sorduğunuz sorunun cevabını istiyorsanız mesela kedilerde nasıldır, gorillerde nasıldır diye sorun. Onlarda cinsiyet doğuştan ise, sonuçta kılsız bir çeşit maymun olan insanda neden farklı olsun? En azından, neden radikal şekilde farklı olsun?
Bir mantıki tuzağa da dikkat edin. Doğada var olan kategorilerin sınırlarında her zaman küçük de olsa bir belirsizlik alanı olur. Siyah var beyaz varsa, siyahla beyaz arasında mutlaka birtakım gri alanlar da vardır. Mutlaka vardır. Fakat bu, siyah ile beyazın var olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz.
Sonuç olarak, tıpkı kediler ve goriller gibi insan evladı cinsiyetli doğar. Bu kadar temel bir gerçeği hatırlatmak zorunda kalmamız bile tuhaf, ama geçelim onu. Harici cinsel organlar bu radikal ayrımın bir parçasıdır sadece. Daha temeldeki ayrım doğurma fonksiyonuna sahip olmak veya olmamaktır. Mahlukatın yarısı doğurma fonksiyonuna sahip, diğer yarısı değil. Bunun içgüdüler, davranış tarzları, düşünce biçimleri, sağlık koşulları ve bir bütün olarak yaşam eğrisi üzerinde belirleyici etkisi olduğunu inkar etmek için hakikaten dünyadan çok habersiz olmak ya da kendini çok feci kandırmak lazım. Aksinin düşünülmesi bile absürt bir şey.
İnsan toplumları inanılmaz derecede saçma şeylere inanma eğilimindedir. Zaman geçtikçe gitgide daha net olarak kavrıyorum ki, insanların birtakım olgulara inanması ya da inanmaması gerçeklik algısı ile ilgili bir şey değil. Aidiyet algısıyla ilgili bir şey. Eşin, dostun, arkadaşın, ‘biz’ diye tanımladığın kesim bir şeye inanıyorsa sen de o şeye inanırsın. Aksine bin tane kanıt da getirilse inat edersin, inanmaya devam edersin. Mutlaka bir kulp bulursun, bir bahane bulursun. Aslına bakarsan inandığın şey ne kadar absürt ve ne kadar anlamsız ise o kadar fazla inanırsın.
Çünkü temel içgüdün ne? Temel içgüdün aidiyet. Biz biriz, beraberiz, ben sizdenim arkadaşlar, beni sevin! İnsanın temel içgüdüsü bu. Şimdi diyelim ki ortada bir tez var, atıyorum, Türkiye’nin başkenti Ankara. İnanıyor musun, inanıyorsun. Ama buna inanmakla bir aidiyet zemini oluşturmuş olmuyorsun. Çünkü herkes söyleyebilir bunu. Sıradan bir doğru bu. Bu doğruya sahip olmak seni özel kılmıyor. Ama, senin mensup olduğun mezhep veya zümre veya dostluk ve kardeşlik birliği, Türkiye’nin gerçek gizli başkentinin Kağızman olduğunu söylüyorsa, sen de “Türkiye’nin başkenti Kağızman’dır arkadaşlar aksini söyleyenler gafildir” diyorsan, sen o zaman başka bir şey yapıyorsun. Bir aidiyet bildirisinde bulunuyorsun. Ben sizdenim arkadaşlar diyorsun.
Bütün dinlerin temeli budur. Allah, melekler filan mantık düzeyinde savunulması güç fikirler. Niye bu insanlar bu tuhaf fikirlere inanıyorlar? Çünkü biz ile öbürleri arasında keskin bir ayrım çizgisi çeken inançlar bunlar. Bu fikirlere inanmakla veya inanmamakla bir zümreye, bir kollektif varlığa aidiyetini ilan ediyorsun. Hakikat peşinde koşmaktan çoğu zaman daha zevkli, daha tatmin edici bir şey.
Aynı şekilde mesela şimdi bu yeni dinlerde şöyle bir inanç çıktı. Cinsiyet doğal bir şey değil, insanlar bunu inşa ediyorlar. Çocuklara kız elbisesi giydirirsen kız olurlar. Canın isterse sabah erkek akşam kadın olabilirsin. Bu kadar saçma bir düşünce herhalde bugüne kadar telaffuz edilmemiştir diye düşünüyorsun ister istemez. Ama gerçek şu ki, cazip bir beyan. Çünkü biz’i tanımlıyor. Biz, yani ‘çağdaş’ düşünceye sahip olan, üniversite okumuş insanlar. Bugünün eliti. Böyle düşünüyoruz çünkü çağımızın ayırıcı sinyali bu. Bunu bilmeyenler, bunu kabul etmeyenler aptal, cahil birtakım çomardır. Aşırı sağdır. Köylüdür. Biz onlardan değiliz. Ben onlardan değilim. Çünkü toplumsal gender’a inanırım.
Din bu. Klasik din mantığı budur.