Çin’in geleceğini bırakın, bugünü bayağı parlak görünüyor. Açık farkla sanayide, sermaye birikiminde, finansta şu anda dünyanın birinci gücü Çin.

Rusya için aynı şeyi söyleyemiyoruz. Fakat bir ara Rusya’nın ekonomisi İtalya’nınkinden küçük falan gibi bir geyik vardı piyasada, bunun katiyen doğru olmadığı görüldü. Halen çok sağlam bir sanayi altyapısı var. Kısmen atıl görünse de çok hızlı bir şekilde harekete geçirebildiğini gösterdi son bir yıl içinde. PPP dedikleri, satın alma gücü açısından Rus ekonomisinin şimdi Almanya ile başa baş olduğu söyleniyor. Artı, Rusya sahip olduğu doğal kaynaklar açısından dünyanın sayılı güçlerinden biri. Kaliteli işgücü açısından otuz yıllık duraksamaya rağmen hala güçlü. 2000 yılından bu yana ülke hızla kalkınıyor, büyüyor. Korkunç ve ahlaksızca baskılara rağmen son bir, bir buçuk yılda da büyümeye devam etti.

Brezilya ne uzar ne kısalır. Brezilya çok büyük bir devlet. Büyük doğal kaynaklara sahip ve aynı zamanda büyük toplumsal problemlere sahip bir ülke. Her zaman parlak bir gelecek vaat eden fakat bu vaadini bugüne kadar asla yerine getirememiş olan bir ülke.

Hindistan’ın ise ben birazcık hype yani şişirildiği kanısındayım. Hindistan iyi yönetilmeyen bir ülke. Birçok açıdan hala taş devrini yaşayan bir ülke. Software, yazılım vesaire konularında çok ileri gitti deniyor. Fakat o sahada Hindistan taşeron olarak çalışıyor ancak. Bir marka yaratamadılar, ilginç bir ürün çıkaramadılar ortaya, teknik bir yenilik çıkaramadılar. Altyapı olarak ülke kepaze bir seviyede. Zayıf bir ülke. Fakat nüfus açısından dünyada şu anda bir numara, bir buçuk milyar nüfusu var. Yirmi tane Türkiye boyutunda bir ülke. İyi eğitilmiş bir üst tabakası var, fakat onlar da güruh güruh Amerika’ya, Avustralya’ya, İngiltere’ye göçüyor. Kalifiye kadrolarını elde tutamıyor Hindistan.

Güney Afrika da dahil bu kulübe. Gerçi Güney Afrika’nın o ligde yeri nedir pek net değil benim zihnimde. Sanıyorum çok yakında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, belki İran ve Arjantin de katılacak BRICS’e. Özellikle uluslararası ticaret alanında Amerikan dolarını baypas edecek birtakım düzenlemelere niyetliler. Dünya Bankası’nın yerini alacak bir kalkınma bankası kurdular ve başına eski Brezilya lideri Dilma Roussef’i getirdiler. Bunlar çok ciddi atılımlar.

Bence niyetleri büyümekse ilk yapmaları gereken şey adlarını değiştirmek olmalı. BRICS adlı bir oluşum ancak bürokratların profesyonel dünyasında cazibe bulabilecek bir şey. Siyasi dünyada, dünya kamuoyunda ciddiye alınacak bir isim değil bu. Mem değeri yok. Ben olsaydım, adını derhal değiştirip The Free World koyardım. Marka hakkı yok ya bunun. Özgür Dünya! Koyduk bitti. Acayip sükse yapacağını düşünüyorum. Kanatlanıp uçmaya başlar grup. Amerikan propagandasının mosmor olmasını izlemek de ayrı bir zevk olur.

Ama bana sormuyorlar, o yüzden yapacak bir şey yok.