Benim kafamda olay çok net. Eğitimli bir insan ile cahil bir insan zaten eşit haklara sahip değil. Yok öyle bir şey, dünyada öyle bir şey mümkün değil. Eşit hak dediğimiz zaman toplumdaki güç seviyesinden söz ediyoruz. Bir kişinin toplumda kullanabildiği güç, yani üçüncü şahıslara emredebilme ya da üçüncü şahısların yaşamını belirleyebilme yeteneği. Bir sürü şeye bağlıdır bu. Makam ve mevkiin varsa, bir unvanın varsa, müdürsen yahut ne bileyim generalsen, tabii ki eşit değilsin. Sen emredersin, öbürleri sana boyun eğer. Zenginsen, akıllıysan, toplumca ahlaklı veya itibarlı bir kişi sayılıyorsan eşit değilsin. Cinsiyet ayrımının önem taşıdığı toplumlarda eğer erkeksen, ırk ayrımına önem veren bir toplumda üstün ırka mensupsan, taşralı değil metropolün havalı semtlerinin çocuğuysan, yahut amcan başbakansa, bunların hepsi eşitsizlik nedenidir.

İnsanlar arasında, sosyal hayatın pek çok alanında eşitlik yoktur. İki alanda teorik olarak eşitlik var. Bir, hukuk karşısında eşitlik. Pratikte tam olarak uygulanması mümkün olan bir şey değil. Fakat bir ideal olarak bunun konması, en azından bunun hedeflenmesi doğru bir şey. İkincisi demokratik siyasette oy eşitliği. Bu ikincisi bir telafi mekanizmasıdır. İyi okullarda okudukları, zengin oldukları, makam ve mevki sahibi oldukları veya şanslı oldukları için bazı insanların sahip olduğu üstünlüğü telafi etmek için, dengelemek için yaratılmış bir mekanizma.

Seçimlerde senin bir oyun, diğerinin bir oyuna eşit diye hayatın her alanında eşit hale gelmiyorsun ki? Adama zaten Allah vurmuş, neden bir tane daha vuralım? Elinde bir tek kıytırık oy hakkı var, neden onu da tartışmaya konu edelim?

Dağdaki çobana eşit oy hakkı tanınmış, hatta pratikte onların sayıları daha fazla olduğu için onların oyu seçkin sınıfların oyundan daha güçlü hale gelmiş. Çünkü sayıca üstünlük onlarda. Bunun bir dengeleme mekanizması olduğunu kabul ettiğiniz anda zaten mesele kalmıyor.