Batı nasıl aklını kaçırdı
Pazar Sohbeti
27 Mart 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Avrupa’nın yönetici sınıfı neden demografik düşüşe çare bulmuyor, neden bu sorunla yüzleşmiyor?
Avrupa’nın orta ve üstü sınıfları gitgide üreme fonksiyonundan iğrendi, soğudu. Üreme fonksiyonunu adeta ideolojik açıdan çirkin, ayıp bir şey olarak değerlendirmeye başladı. Feminizmdi, LGBT’cilikti, transçılıktı, gender’cilikti, bu eğilimlerin anlamı özetle budur. Buna karşılık demografik açığı göç yoluyla telafi edebileceklerine inanıyorlar. Avrupa’da bir toplumun ihtiyacı olan ayak işlerini yerine getirecek yerli halk artık mevcut değil. Dolayısıyla bu işleri yapmak için Avrupa dışından insan ithal ediliyor. Ve nedense bunun sürdürülebilir bir model olduğuna inanıyorlar, ki bu da Avrupa yönetici elitinin aklını kaybettiğinin kesin kanıtlarından biridir. Yapacak bir şey yok, artık düşünemiyorlar.
Oluyor bazen böyle şeyler, toplumların başına geliyor. Birtakım mitolojik anlatılara inanma arzusu ve inanma kararlılığı, bazen toplumların rasyonel düşünce yeteneğini komple kaybetmesiyle sonuçlanabiliyor. Bu da onun örneklerinden biridir. Hani 15. - 16. yüzyılda bir cadı avı isterisi kaplamıştı bütün Avrupa’yı. Her yerde cadı görüyorlar, inanıyorlar, ciddi ciddi kitaplar yazıyorlar, cadı nasıl teşhis edilir, cadıların ruhsal sağlığınıza etkileri nelerdir, cadı yakarken nelere dikkat etmeli vesaire diye. O kadar bariz mantık hataları üzerine kurulu ki delil diye ileri sürdükleri şeyler. Geceleyin diyor, mesela kapısının önünden kedi geçerken şu şekilde miyavladı mı kesin cadıdır. Ampirik olarak test edilmiş ve uzmanlarınca teyit edilmiş bir gerçektir. Bu tür delillere dayanarak binlerce ve binlerce kadın cadı olduğu için yakıldı. Bu işi yapan toplumlara baktığınız zaman bunlar gayet kültürlü, sofistike toplumlar. Galileo’yu, Kopernik’i üreten toplumlar. Demek ki son derece gelişkin ve aklı başında görünen toplumlarda dahi akıl dışı inançlar bir yangın gibi toplumu ele geçirebiliyor ve toplum bu inançların peşinde, akılla açıklanamayacak, deli saçması işler yapabiliyor.
Mesela, gripten azıcık daha ağır olan bir hastalık çıktı, demek ki bütün toplumu mahvetmeliyiz, bir sonraki kuşağı yakmalıyız, insanları evlerine kapatmalıyız. İnsanlar hiçbir işe yaramadığı ayan beyan belli olan birtakım bezler takmalı suratlarına. Bezi takmadıkları takdirde cinayet dahil her şey mübahtır, çünkü bu insanlar kurallara uymuyorlar. İşe yaramadığı kanıtlanmış olan birtakım aşıları mutlaka yapmaları lazım, yoksa kafelere giremezler, otobüse binemezler, plajda gezemezler. Nasıl ki cadılar toplumun manevi varlığını tehlikeye atan çok korkunç bir riskse, aynı şekilde Covid de çok korkunç bir risktir. Aşı olmayanları da en kötü işkencelerle mutlaka yakmak gerekebilir.
Aynı inanış sistemi. İnsanların genetik donanımındaki bir bug, bir arıza sanırım.