Baku’ya gitmeli mi
Pazar Sohbeti
15 Aralık 2019
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Azerbaycan’a gel, biz ağırlarız seni burada.
Eğer davetiniz ironik değilse teşekkür ederim. Şu ara pek uygun olmaz ama ileride tekrar gelmeyi isterim.
1990 yılında Baku’ya gittim ve orada pek çok insan tarafından muazzam bir misafirperverlikle ve sevgiyle karşılandım. Birçok dostlar edindim, insanların evlerine misafir oldum. Azeri milli davası için mücadele eden ve siyasi mücadele içinde olan insanlar vardı, onlarla da gayet makul, aklı başında diyaloglarım oldu. Dolayısıyla Azeri toplumunun bugün göründüğü kadar beynini yitirmiş, ahlaksızlaşmış bir toplum olduğuna ben inanmıyorum. Azerbaycan’da da, eminim, son derece aklı başında, iyi eğitilmiş, vicdan ve akıl sahibi insanlar vardır. Şu anda onların sesi pek çıkmıyor. Vahşi bir havlama sesi duyuluyor Azerbaycan’dan. İnsanlık dışı bir nefret söylemi egemen olmuş ülkenin ortak sesine. Nasıl ki 1930’larda Almanya’da böyle bir insanlık dışı nefret söylemi hakim olmuştu. Bundan dolayı biz Alman toplumuna olan, Alman sanatına, kültürüne olan sevgimizi ve saygımızı kaybetmedik. Sadece hastalanmış olan Alman dostlarımızın iyileşmesi için dua ettik.
Bugün de hastalanmış olan Azeri dostlarımızın iyileşmesi için dua ediyoruz.