Ayağıma taş değsin, insanların ayağına taş değmesi lazım, toprak da değmesi lazım. İnsanların zorluklarla karşılaşması iyi bir şeydir. Zorluklardan arındırılmış bir hayat, pamuklara sarılarak hijyenik bir şekilde yaşanmış bir hayat, beş para etmez bir hayattır. Artı, fazla hijyen biliyorsunuz sağlığa zararlıdır. Çünkü fazla hijyen insanları uyduruktan bir nezle virüsüne karşı bile korumasız bırakır. O yüzden mesela bu Covid denilen saçma hastalıktan ölüm oranı gelişmiş hijyenik ülkelerde yani İsviçre’de, Hollanda’da, İngiltere’de, Kanada’da, Mısır ve Hindistan gibi ülkelerin on katından daha yüksektir. Mısır’da insanlar Covid’den ölmüyor. Bugüne kadar milyonda 114 kişi mi ne ölmüş. Nüfusa oranla Amerika’daki ölüm oranının onda birinden bir hayli daha düşük.

Mısır’da sözde birtakım tedbirler almışlar, kimse ciddiye almamış. Otobüsler, trenler tıklım tıklım dolu, insan istif halinde. Pazarlar kalabalık. Devlet daireleri dışında hiç kimse maske filan takmıyor. Hijyen denilen şey zaten yokmuş buralarda. Biz de ortama ayak uydurduk. Pazardan, seyyar satıcılardan meyve alıp yiyoruz. Her köşe başına küpler koymuşlar, üstünde de birer kase, adı bildiğimiz sebil. İ’yi uzatarak söylüyorsun, <break time="0.5s" /> ““SABÎL”” <break time="0.5s" />. Susayan gidip sebilden bir kase doldurup içiyor. Tabii senden önce bin kişi içmiş. Biz de içiyoruz, bir şeycikler olmadı. Merak etmeyin, acı patlıcanı kırağı çalmaz. Sağlığını korumak için kendini pamuklarla sarmaya başlarsan esas o zaman hastalanırsın.