Aşı zorbalığına teslim olmalı mı
Pazar Sohbeti
25 Temmuz 2021
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Facebook hesabınız yine kapatılmış. Ne oldu gene?
Facebook beni bir aylığına yasakladı, çünkü tehlikeli ve zararlı görüşleri paylaşıyormuşum. İnsanların ölümüne sebep olabilebilirmiş bu görüşlerim. Neymiş bu görüşler? Aşı kampanyasının bir toplumsal zorbalık gösterisine dönüşmesine itiraz eden, bu konularda temel birtakım sorular soran bir yazı yazmışım.
Aşı konusundaki görüşlerimi bir kez daha söyleyeyim. İkinci aşımızı da oldum. Avrupa Birliği’nde geçerli aşı sertifikamı aldım. İnandığımdan mı aldım? Hayır. Bir faydası olduğunu düşünüyor muyum? Hayır. Pandemi sahte bir pandemi, aşının da beş para etmez bir sahtekarlık olduğu her geçen gün biraz daha ortaya çıkıyor. İçeriği konusunda kuşkularım var mı? Evet var. Bu konuda yaratılan baskın kampanyasının her türlü hastalıktan ve salgından daha tehlikeli ve daha zararlı bir toplumsal fenomen olduğunu düşünüyor muyum? Düşünüyorum. Bir zararı var mıdır? Pek tahmin etmiyorum ciddi bir zararı olacağını. Efendim çip takıyorlarmış, kısırlık yapıyormuş, bunları ciddiye almıyorum.
Neden aşı oldum? Tembel ve sorumsuz olduğum için aşı oldum. Öyle görünüyor ki aşı olmayanların toplumsal hakları radikal bir şekilde kısıtlanacak. Yaşadığım ülkede Türkiye’dekinden daha radikal, daha sert bir şekilde kısıtlanacak. Avrupa ülkeleri arasında seyahat etmek hemen hemen imkansızlaştırılacak. Bu da almak istediğim bir risk değil.
Bu denli organize, devlet gücü tarafından bu denli dayatılan bir kampanyanın iddialarına gözü kapalı inanmanın, bildiğiniz beynini rehin vermiş mürit davranışı olduğunu düşünüyorum. Madem otorite emrediyor, biz otoritenin emrindeyiz diye özetlenebilecek bir psikolojinin ürünüdür. Son bir buçuk yılda temel hukuk konusunda, insan özgürlükleri konusunda, toplumun yaşanabilirliği konusunda çok ağır bir darbe yedik. Aşı kampanyasının da bu darbenin, bu toplu saldırının, bu barbar istilasının asli bir parçası olduğunu düşünüyorum. Bununla mücadele etmek gerekeceğini ve bu mücadelenin sert geçeceğini tahmin ediyorum. Tahminlerim doğru çıkar, çıkmaz. Fakat mutlaka bir ahlaki duruş gerektiği kanısındayım. Kişi hak ve özgürlüklerine, toplumsal özerkliğe bu çapta bir saldırının hayırlı bir şey olmadığına ve bununla mücadele etmenin şart olduğuna inanıyorum.