Ardahan’da kimler var
Pazar Sohbeti
10 Ocak 2021
0:00
0:00
metin
Ardahan’ı hiç bilmiyorum. Sizin mutlaka bilginiz vardır diye düşünüyorum.
Benim de çok yok, bildiğim kadarını paylaşayım.
Ardahan’daki yer adlarının çoğu Gürcüce, Ardahan adının kendisi dahil olmak üzere. Bu ismin tarihte ilk kez zuhur etmesi Gürcü Vekayinamesindedir. Gürcülerin kuşaktan kuşağa aktarılmış, bin senede oluşmuş bir tarih defteri var biliyorsunuz. Ona göre ilk Gürcü krallığını kuran üç kardeşten biri Ardahan’ın hükümdarıymış, Milattan önceki efsaneler çağında. Etnik yapı muğlak. Belki de Gürcü kültürü ve dinini benimsemiş birtakım kuzeyli kavimler iskan edilmiş. 13. yüzyıldan itibaren nominal olarak Gürcü krallarına bağlı fakat fiilen bağımsız Çıldır Atabeyleri hüküm sürmüş. 16. yüzyılda bunlar bakmışlar devir Osmanlı’nın devri, inatlaşmanın alemi yok, Müslüman olup Mustafa Paşa, Sefer Paşa gibi isimler alarak, eski hamam eski tas, beyliklerini sürdürmüşler ta 19. yüzyıla kadar. Bunların başkenti önceleri Çıldır Gölü üzerindeki Akçakale’dir; daha sonra, galiba 17. yüzyılda, mekanı Akhaltsikhe şehrine, yani Ahıska’ya taşıyıp Ahıska Beylerbeyi unvanıyla yola devam ettiler.
1878’den 1918’e dek Rus yönetiminde kaldı. O tarihten önce az da olsa Hristiyan nüfus vardı. Ruslar zamanında etnik yapıyla oynamaya kalkıştılar. Müslüman halkın bir kısmı Türkiye’ye göçtü, yerine Gürcü, Ermeni ve Rus iskan ettiler. Tabii ters tepti, 1918’den sonra Hristiyan nüfus kalmadı.
Özelikle Posof ilçesi bariz bir şekilde Gürcüden dönmedir. Daha doğrusu şöyle tasrih edeyim, uzak kökenleri spekülasyon konusu, Kıpçak Türkü oldukları dahi söylenir, ama sonuç olarak 16. hatta 17. yüzyıla dek Gürcü dilini, dinini, kültürünü, siyasi kimliğini benimsemişler. Köylerin hemen hemen istisnasız hepsinin adı Gürcüce. Yalnız köylerin değil, mezraların, tarlaların, dere ve tepelerin adı da Gürcüce. Nüfusun bir tarihte değiştiğine, birilerin gidip diğerinin geldiğine dair bir kayıt da yok. Hep oradaymışlar, tarlalarına, bayırlarına Gürcüce adlar vermişler. Ancak 1829 gibi bir tarih olmalı, bir ayrışma yaşamışlar. Hristiyan olanlar sınırın Rus tarafına iltica etmiş. Karşı taraftan beriye de bir hayli Müslüman mülteci göçmüş.
İkinci bir unsur Çıldır ilçesinde. Çıldır ile buna bitişik Kars’ın Arpaçay ilçesi Karapapaktır. Terekeme de deniyor. Bugünkü Gürcistan’la Azerbaycan arasında bulanan Borçalı bölgesinden 19. yüzyıl başlarında Türkiye’ye göçmüş bir Türk halkı. Kendilerine özgü bir lehçeleri var, Azericeye biraz yakın ama Azerice değil, Azerilerin aksine Sünni Müslümanlar. Ve benim şu anki ilgi alanım açısından en önemlisi, Türkiye’nin başka yerlerine benzemeyen son derece orijinal bir kişi adları repertuvarına sahipler. Hepsi o bölgeye özgü üç yüz tane, beş yüz tane kişi adı var. Çok güzel, orijinallik içeren, dil zevki yansıtan isimler. Aybaba, Balahanım, Kızhanım, Durnatel, Hantahir, Yavşan, Karakız, Meleksima, Tazebey, Tanrıverdi vesaire.
Bir başka unsur, Hoçuvan yahut Koçivan verilen bölge var, Ardahan merkezin yakınında otuz kadar köyden oluşan bir bölge. Halkı Kürt. Sanırım tüm Kürt coğrafyasının en kuzey ucudur. Yörenin adına dair en ufak bir açıklama bulamadım kaynaklarda. Kağızman’da çok çarpıcı bir müstahkem kasaba vardır Keçivan veya Geçivan diye, belli ki çok tarihi bir yer ama tarihi hakkında bilgilerimiz son derece kısıtlı. Orasıyla ilgili olabilir mi diye geçmedi değil aklımdan.
Sonra Damal ilçesi var. Damal ilçesinin halkı Alevi Türk, ayrı bir unsur. Dadalı adı da veriliyor bu zümreye yanılmıyorsam. Göle daha başka. Göle’de vaktiyle egemen olmuş bir Kürt bey zümresi var, fakat halk Kürt değil. Ayrıntısını pek bilmiyorum.
Sonuç olarak ilginç bir memleket. Tıpkı Kars gibi, bir müddet Rus yönetiminde kalmış olmanın getirdiği birtakım avantajlara sahip. Anadolu’nun o kapalı, ksenofobik, yani yabancıya kuşku ve düşmanlıkla bakan atmosferinden eser yok. İnsanlarla daha kolay, daha açık bir yüzle diyalog kurabildiğin yerler, Kars da Ardahan da. Birkaç kez gittim de keşke daha fazla vakit geçireydim dediğim oldu.