Aptal kitaplar neden çok satar
Pazar Sohbeti
6 Eylül 2020
0:00
0:00

metin

Mina Urgan’ın, ‘kitaplarım çok satıldığına göre acaba çok mu bayağı şeyler yazdım’ sözüne katılır mısınız?
Muhtemelen evet. Bugünün dünyasında gerçekten kaliteli bir şey yazarsan geniş kitlelere ulaşma ihtimalin yok. Bunun geniş kitlelerin problemi olduğunu zannetmiyorum. Geniş kitlelerde değil sorun. Sorun şu, yazarla kitleler arasında çok sayıda filtre mekanizması var. Hangi kitabın başarılı olacağına, hangi kitabın çok satacağına okuyucu karar vermiyor. Çok enderdir okuyucunun fikrinin bunda bir rol oynaması. O derece güçlü manipülasyon mekanizmaları var ki — hangi kitabın her dükkanda görünür bir köşeye gireceği, hangisinin vitrinde standlara konulacağı, hangilerinden televizyonda gece gündüz söz edileceği, bunlar birtakım mekanizmalarla gerçekleşen şeyler. O kitaplar satıyor.
Bu mekanizmalar aptallaştırıcı filtre görevini görüyor. Halka yaramaz denilen kitaplar, bunu anlamazlar dedikleri kitaplar arka plana atılıyor. Ön plana çıkarılanlar, en vasata hitap eden eserler oluyor. Tıpkı televizyon programlaması gibi. İyi bir programın televizyonda varlığını sürdürmesi imkansız. Kısa bir zamanda silinir. Çünkü reklam endüstrisinin ihtiyaçlarına cevap vermez. En azından kısa vadede vermez. Oysa bırakılsa, denense, umulmadık kitaplar, umulmadık programlar zamanla geniş bir kesiminin ilgisini çekebilir. Büyük başarıya ulaşabilir. Fakat bu engelleniyor. Çünkü kamuoyu oluşturma endüstrisi, vasati aptallığı yüceltmek üzerine kurulu bir endüstri. Görevi bu. Vasati aptallığı tanımlıyor ve ona uygun olan eserlerin görülmesini ve satılmasını sağlıyor.