Anadilde eğitim neye yarar
Pazar Sohbeti
21 Şubat 2021
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
Bugün Dünya Anadili günüymüş. O konuda biraz konuşur musunuz?
Benim temel eğilimim benim, doğal içgüdüm diyelim, evrenselcilikten yanadır. Bir dili çok iyi öğrenmek istiyorsanız veya çocuklarınızın öğrenmesini istiyorsanız ilkokul birinci sınıftan itibaren İngilizce eğitim verin, İngilizce olmadı Çince eğitim verin derim ben şahsen. Öte yandan şu da bir gerçek, dünyada kelaynaklar kadar küçük kalmış bir kavmin mensubuyum ve bu ulusun dilini oldukça iyi denecebilecek düzeyde biliyorum. Bu da, doğrusunu isterseniz, güzel bir şey. Yani hiç kimsenin dünyada bir avuç insanın bildiği bir dil olan Batı Ermenicesini iyi bilmek, sana bir şey veriyor, biz biraz farklıyız duygusunu veriyor ki bu da iyi bir duygu.
Bu dilde, İngilizce vesaireyle kıyaslanabilecek bir düzeyde değil tabii, kendince değerli şeyler yazılmış, değerli bir kültürel geçmişi olan bir dil. Üç gündür çok hoş bir kitap okuyorum. Sağ olsun Paris’teki bir dostum, bana lazım oldu bir şekilde kitap, hemen araştırdı, buldu, PDF’ni çıkardı, gönderdi. Kemahlı Krikor’un 1620 küsur, 1630 tarihinde yazılmış Vekayinamesi. 1915’te basımı yapılmış Kudüs’te. Başka bir dile tercümesi yok. Hrand Andreasyan Celalilerle ilgili küçük bir pasajını çevirmişti bir tarihte, hepsi o. Türkçeyi bırakın, İngilizce veya Fransızca’ya da çevrilmiş değil. Bir hayli arkaik bir ara dönem Ermenicesi ile yazılmış. Klasik Ermenice değil, modern Ermenice de değil, ikisinin ortasında, bir hayli Türkçe ile karışık bir 17. yüzyıl Ermenicesi. Evliya Çelebi’nin bugünkü Türkçe ile ilişkisi neyse bugünkü Ermenice ile öyle bir ilişkisi olan bir metin. 700 sayfalık kitap, büyük bir keyifle okuyorum. Bu arkadaş 1576 tarihinde Kemah’ta doğmuş. Önce dağda çobanlık yapmış, sonra bir bir keşiş buna okuma-yazma öğretmiş, bir manastıra kapılanmış, tesadüfen ziyarete gelen değerli bir hocanın peşine takılıp Bayburt’un bir köyündeki başka bir manastıra geçmiş. Orada bayağı ciddi bir kültürel temel edilmiş. Güzel tarihi referanslarla, klasik edebiyata atıflarla dolu bir üslubu var. Sonra İstanbul’a gelmiş. Celali isyanları sırasında Anadolu’dan Batı’ya büyük bir Ermeni göçü oldu, İstanbul ve Marmara Bölgesi Ermenilerinin büyük çoğunluğunun kaynağı o tarihlerdedir, 1605 civarında başlar. O olayların içinde yaşamış, İstanbul’daki Ermenilerin önemli sözcülerinden biri haline gelmiş. İstanbul aşırı kalabalıklaşınca, mültecilerden büyük bir kitle Tekirdağ’a taşınmışlar. Orada yıllarca sefil koşullarda yaşamışlar. Bir evde beş aile alt alta üst üste senelerce zorluk çekmiş, sonra yavaş yavaş cemaat kendine gelmiş. Tekirdağ biliyorsunuz 20. yüzyıl başına kadar yaklaşık üçte bir oranında Ermeni nüfusu olan bir kasabaydı. O toplumun kuruluş yıllarını anlatıyor, çok da güzel anlatıyor. Evliya Çelebi’yi andıran bir anlatım dili var. Bu kitabı okuyabilecek olan dünyada belki yüz kişiyiz. Çünkü vasat Batı Ermenicesi bilen de bunu okuyamaz. Doğu Ermenicesi biliyorsanız zaten hiçbir şey anlayamazsınız. Bu da bir renktir, bir güzelliktir. Böyle bir şeyin olması iyi bir şey.
Kürtlerin anadilde eğitim hakkı mücadelesini baştan beri destekledim. Prensip olarak destekledim. Devletin zorbalıkla, emirle koskoca bir toplumun dilini yasaklaması, bu dilde eğitimi yasaklaması muazzam bir rezalettir, vahşettir, bir insanlık suçudur. Tevil edilebilecek bir tarafı yok bunun. Bunu yapan bir devletin medeni ülkeler safında yeri olmaması gerekir. Diğer yandan, Kürt kardeşlerimiz faraza günün birinde Kürt dilinde eğitim fırsatına kavuşurlarsa, o zaman ikinci bir mücadele başlayacaktır: Şovenizmden arınma mücadelesi. O gün geldiğinde, eğer fikrimi soran olursa, tahmin ediyorum çocuklarına İngilizce eğitim vermelerini tavsiye edeceğim.
İkinci bir mücadele alanı daha açılacaktır sanırım. Kürt illerinde biliyorsunuz Kürtçe olmayan diller de konuşuluyor. Kürtçenin bir lehçesi olduğu bazılarınca iddia edilen Zazaca konuşuluyor. Arapça konuşan hayli büyük bir nüfus da var. Bugün temel bir insan hakkı için verdikleri mücadele her ne ise, yarın eğer Kürtçe bir ulusal bölgesel egemen dil haline gelecek olursa aynı mücadelenin bir benzeri bu sefer Zazaca için de verilmek zorunda kalınacaktır. Onu da belirtmiş olalım.