Ali Kemal kimdi
Pazar Sohbeti
6 Kasım 2022
0:00
0:00

anahtar kelimeler

metin

Bugün 6 Kasım 1922, Ali Kemal’in katlinin 100. yıl dönümü. Bu vesileyle bize Ali Kemal’i anlatır mısınız?
Ali Kemal Bey’in katlinin tarihsel bağlamını hatırlayalım. 9 Eylül 1922’de TBMM ordusu İzmir’i Yunan işgalinden kurtarır. Peşinden sistemli olarak Ege Bölgesi ve Marmara’nın güneyi Ankara kuvvetlerinin eline geçer. 19 Ekimde Refet Paşa komutasındaki bir askeri birlik Türk halkın büyük tezahüratı arasında İstanbul’a girer ve yönetimi teslim alır. 1 Kasımda TBMM saltanatın lağvı kararını alır. 4 Kasımda Tevfik Paşa başkanlığındaki Osmanlı hükümeti istifa eder. Şehirdeki tüm Osmanlı resmi kurumları tatil edilir. 6 Kasımda Ali Kemal Bey, Beyoğlu’nda bir berberde tıraş edilirken Ankara rejiminin ajanları veya görevlileri tarafından yakalanır. Ankara’ya gidiyoruz yürü bakalım denir. İzmit’te trenden indirilir ve orada garnizon komutanı veya birlik komutanı olan Nurettin Paşa’nın emriyle askerler tarafından linç edilir. Kalabalık üstüne saldırır, paramparça ederler.
Ali Kemal Bey’in kim olduğunu bu programda bir kez anlatmıştım. Ali Kemal Bey, başka birçok özelliğinin yanı sıra önceki İngiliz Başbakanı Boris Johnson’ın dedesinin babasıdır. Genç Türkler döneminin tipik bir İstanbullu Türk aydınıydı. Abdülhamid’e karşı siyasi faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı. Tutuklandıktan sonra yurt dışına kaçtı. Mısır’a gitti, orada bir süre sürgün yaşadı. Orada tanıştığı bir İngilizle evlendi. 1908’de Hürriyetin ilanından sonra Türkiye’ye döndü. Darülfünun’da, yani İstanbul Üniversitesinin Edebiyat Fakültesinde profesör oldu. Kısa zamanda, memlekete hürriyet getirme iddiasıyla başa geçen İttihat ve Terakki rejiminin aynen eski rejim gibi bir diktatörlüğe doğru gittiğini idrak etti. Mart 1909’da İttihat ve Terakki’yi eleştiren yazılar yazan gazeteci Ahmet Samim’i sokak ortasında öldürdüler. Ahmet Samim’in cenazesi İstanbul’da üniversiteli gençliğin katılımıyla muazzam bir siyasi gösteriye dönüştü. O hadise, 98 yıl sonra Hrant Dink için yapılan cenaze yürüyüşüne şaşılacak ölçüde benzer. Üniversite gençliğinin yürüyüşe katılmasını teşvik ve organize edenlerin başı Ali Kemal’dir.
Daha sonra İttihat ve Terakki yönetimi tarafından yeniden sürgüne gönderilir. Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Talat-Enver hükümeti devrilince yeniden memlekete döner. Günlük basında İttihatçılara karşı zehir zemberek yazılar yazmaya başlar. Adam yokluğundan gel seni maarif nazırı yapalım derler. Damat Ferit Paşanın birinci hükümetinde eğitim bakanı olur. Bakanlığı sırasındaki icraattan sadece bir tanesi hatırlanır. İlahiyat Fakültesi hariç üniversitenin diğer fakültelerine kız öğrenci kabulünü gerçekleştiren yasayı çıkarır Ali Kemal Bey.
Bu arada romanlar da yazar. Fetret adlı romanı yeni yazıya çevrilmiştir. Türkiye’nin modernleşme sorunlarını irdeleyen sıradan bir romandır. İlerici genç Türk kuşağının, yani birkaç yıl sonra Cumhuriyetçi hareketin içinde coşkuyla yer alacak zümrenin ideallerini ve beklentilerini dile getirir. Fakat Dünya Harbindeki yenilgiden sonra Milli Mücadele adı verilen süreci İttihat ve Terakki’nin hortlaması ve iktidarı gaspa teşebbüs etmesi olarak değerlendirir Ali Kemal Bey. Şiddetli bir anti-Ankaracı propagandist olarak sivrildi. Onun intikamını aldılar.