ABD nasıl bir imparatorluk
Pazar Sohbeti (Düzenlenmiş)
24 Nisan 2022
0:00
0:00
anahtar kelimeler
metin
ABD bir imparatorluk mu? Rusya bir imparatorluk mu? İmparatorluk nedir?
Eski Roma İmparatorluğuna, yahut Osmanlı’ya, yahut 19. yüzyılda Büyük Britanya’nın hakimiyet alanına benzeyen nesnelere imparatorluk adı verilir. İki tane belirleyici şartı vardır. Bir kere çeşitli ırk, soy, kavim ve mezheplerden-halklar-üzerinde egemenlik kuracak. İkincisi, bu saha içindeki egemenlik işlevleri, bütünüyle veya öncelikle, belli bir şehrin veya milletin mensuplarına ait olacak.
Böyle tanımladığınız zaman imparatorluğun uzun vadeli dinamiklerini çok berrak bir şekilde kavrama imkanı bulursunuz... Emperyal egemenliği kurdun diyelim. Bir süre sonra o egemenlik alanındaki herkes, yönetim fonksiyonlarından pay talep etmeye başlar. Biz de nazırlık ve sadrazamlık isteriz, biz de elit yönetici kadroları yetiştiren okullarda kontenjan isteriz, tüm siyasi kararlar bize de sorulsun diye tuttururlar. O aşamada emperyal devlet açısından iki ihtimal vardır. Ya Roma gibi iktidarı peyderpey herkese açacak, imparatorluk dahilindeki tüm kavimlere aşağı yukarı eşit vatandaşlık hakları tanıyacak. Ya da Osmanlı ve Britanya imparatorluğu gibi, bu dönüşümü başaramadığı için iç isyanlarla sarsılıp dağılacak.
Amerikan imparatorluğu tıpkı İngiliz kolonyal imparatorluğu gibi bir imparatorluktur. İngiliz imparatorluğundan çok daha yoğun bir seviyede, dünyanın çok büyük bir bölümünde egemenlik fonksiyonlarını ele geçirmiştir. Kuşkunuz olmasın, askeri güçle ele geçirmiştir. Fakat farklı tip bir yapılaşmadır.
Çünkü Amerikalılar özellikle bin dokuz yüz kırk beş’ten sonra yepyeni bir egemenlik modelini keşfettiler. Kendi sınırları içinde klasik bir ulus devlettir Amerika. Tekçi bir ulus devletidir. Amerikalılık dışında başka bir ulus fikri yaşatmazlar orada. Fakat dünyanın geri kalan kısmında, fiilen idareyi ele almadan, yani buradan vergileri ben topluyorum arkadaş demeden, geleneksel devlet egemenliğinin tüm şartlarına sahip bir egemenlik kurmuşlardır. Bu ülkelerden ne kadar haraç alacağına karar veriyor. Vergi yoluyla değil, başka yöntemlerle oradan parayı kendisine akıtıyor. Askeri kararları kendisi alıyor. Bu ülkelerin dış politikalarını kendisi belirliyor. İçte tüm kilit noktalara kendi kadrolarını ve adamlarını yerleştirmiş. Fiilen pek çok ülkenin devlet başkanlarını ve kurumlarını il valisi statüsüne indirgemiş. İl valisinin belli yetkileri vardır, bazı konularda bazı kararları verebilir. Fakat normal olarak yukarıdan hangi emir gelirse onu yürütmekle mükelleftir.
Bu anlamda Amerika global bir imparatorluk kurmuştur... Amerika’ya şöyle bir avantaj sağlıyor bu yeni model. Sen eğer Roma imparatorluğuysan veya İngiliz imparatorluğuysan, hatta Osmanlı imparatorluğu bile olsan, egemenliğin-altındakilere birtakım vatandaşlık hakları vermek zorundasın. Onlara mesela adalet ve polis hizmeti vermek, tapu kayıtlarını düzgün tutmak, yol götürmek, merkeze gelen taşralıların elinden tutmak, yaşlılarına yardım etmek, hastane kurmak vesaire gibi mükellefiyetlerin vardır. Eksik ve yarım da yerine getirirsin belki bunları da, bir şekilde getirmek zorundasın.
Sovyet imparatorluğunda da, Litvanyalı’nın, Ermeni’nin, Özbek’in gayet kapsamlı vatandaşlık hakları vardı, imkanları vardı. Devletin sinir merkezlerini elinde tutmak bakımından belli ölçülerde Rus’tan düşük konumda olsalar da temel vatandaşlık haklarından yararlanabiliyorlardı. bin dokuz yüz seksen dokuz ile bin dokuz yüz doksan bir arasında Ruslar imparatorluğun büyük kısmından feragat ettiler. Sonra bunun o kadar da parlak bir fikir olmadığı çıktı ortaya. Şimdi yavaş yavaş kurtarabildiklerini kurtarmaya çalışıyorlar.
Amerikan sisteminin güzelliği işte burada. Egemenlik dediysen buyur egemenlik. Adamlar, yönetiyor. Batı Avrupa’yı da yönetiyor, Meksika’yı da yönetiyor, Venezuela’yı da yönetiyor, Türkiye’yi de yönetiyor. Emirlerine karşı geldikleri zaman belalarını sikiyor. Yerel yöneticileri atıyor, tavrını beğenmezse hesap soruyor. Borç, faiz, yatırım, döviz kuru, ticari açık, işletme imtiyazı yoluyla, değme-soyguncu imparatorluk kadar vergisini tahsil ediyor. Şahsa ve kamuya ait arazilere çöküyor. Sağlık protokollerinden kamusal kutlamalara kadar, devlet egemenliğine ait tüm işlevleri kontrol ediyor. Ama vatandaşlık hakları vermiyor... Bu egemenliğin karşılığında bir yükümlülüğü yok. Bir bedeli yok. Yani bal kaymak!
Ben de imparatorluk olsam öyle imparatorluk olmayı tercih ederdim. Haklar sınırsız, sorumluluklar sıfır... Güzel iş valla.